2014 yılında çıkan "Beni yıkamadın gömün" adlı kitap, Türk- Ermeni savaşı ve Ermenilerce Serhad ve Erivan Kürtlerine yapılan katliamlar hakkında kısmen önemli bilgiler vermektedir. Kitabın tamamı röportajlardan meydana gelip, Ermeni soykırımı hakkında insanlardan bildikleri, duydukları derlenmiştir. Söz konusu kitaba röportaj verenlerden biri de, Iğdır Evci köyünden Redkanlı Sadık Önder'dir.
İlgili bölümü aşağıda sizlerle paylaşıyoruz:
"Bizim Evci köyü, Iğdır'ın Ermeni köylerinden biridir. 1914 öncesi Evci köyünde sadece Ermeniler kalıyordu.
Biz aslında 1914 öncesinde, şu anda Ermenistan sınırları içindeki ‘Elegez Yaylası’nda bulunan ‘Mıstekalo’ ve çevresindeki köylerde kalıyorduk. Bu köylerde Ermenilerle Kürtler iç içe yaşıyorlardı. İlişkileri çok iyiydi. Birbirlerinin dostu ve kardeşiydiler. Hatta birbirinden kız alıp veriyorlardı. Sanki Tanrı sadece bu iki toplumun bir arada yaşaması için onları yaratmıştı. O sıkıntılı dönemde bile birbirlerine mecbur ve muhtaçtılar. Ermeniler de Kürtler de bu bilinçle hareket ediyorlardı. İşte savaş, daha doğrusu soykırım başladıktan sonra huzursuzluklar başlıyor. Dedemin adı; ‘Ataş’ idi. Dedem Ataş, bir Kürt Aşireti olan ‘Redkan Aşireti’ne bağlıydı. Ataş dedem Mıstekalo Köyü’nün yöneticisiydi. Ayrıca, Ataş dedemin iki eşi vardı; ikisi de Ermeni’ydi. Ve eşleri birbirlerinin amca kızlarıydılar. Yani, Ataş dedem Ermenilerin eniştesiydi.
Dedeme kirvesi diyor ki: 'Osmanlı bizimkileri katletmeye başladı. Her taraftan katliam haberleri alıyoruz. Bizimkiler de intikam almaya hazırlanıyorlar; sizleri de katledecekler! Bunların hazırlık haberlerini aldık. Hemen buradan ayrılmazsanız çok kötü şeyler olacak ve sizi de öldürecekler! Onun için bu gece vakti kapınızı çaldım. Hemen buradan ayrılıp kaçın gidin!”
Bunun üzerine dedemler, oradaki bütün Kürtlere haber salıyor ve gece vakti yola çıkıyorlar. Dedemin Ermeni kirvesi de, Aras Nehri’ni geçinceye kadar onlara eşlik edip güvenliklerini sağlıyor. Bizimkiler bayağı büyük bir kafileymiş. Bizimkiler Aras Nehri'ni geçtikten sonra, kirveleri geri dönüyor. Ondan sonra bizim Redkan Aşireti birkaç yere dağılıp gidiyor. Redkan Aşireti'nin bir bölümü Muş-Bulanık’a gidiyor. Bir bölümü Kars’a gidiyor. Bir bölümü Kağızman’a, bir bölümü de Iğdır’a yerleşiyor.
Aslında Ataş dedem Kars'a gidiyor. Orada bir süre kalıyor. Ama orayı sevmiyor. Bir süre sonra Iğdır’a geri dönüyor. Ondan sonra Ermenilerin eski köyü olan Evci’ye yerleşiyor. Ataş dedem, Kars'ta kaldığı süre içinde hep kendi köyünü özlüyor: “Acaba bir daha kendi köyüme, kendi yaylama geri dönüp tekrar yerleşebilir miyim?’ diye, hayal ediyor. Bir türlü de Kars’a ısınamıyor. Dedemin Iğdır’a geliş sebebi de odur. Ama hayali gerçekleşmiyor; çünkü Ermenilerle aramıza sınır çiziliyor. Sınırın çizilmesiyle birlikte de Elegez Yaylası ve Mıste Kalo Köyü Ermenistan bölgesinde kalıyor. Dedemin hayali, özlemi gerçekleşmiyor.
Babamın anlattığına göre; Melke ninem ölünceye kadar hep karşıdaki sınıra bakıp ağlıyormuş. Öylesine bir yurt özlemleri vardı ve bu yurt özlemleriyle hayatlarını kaybettiler.
Ataş dedem hep şunu söylüyormuş: ‘Bugüne kadar böyle iyi geçindiğimiz, hep dost olduğumuz, bir aile gibi sayıldığımız, her şeyimizi paylaştığımız bu insanlarla bir gecede nasıl düşman olduk? Nasıl birbirimizi böyle gaddarca boğazlayabildik? Ne oldu da bunlar oldu?’ diyormuş. Ataş dedemin bir türlü akıl erdiremediği hep bunlardı.”
Metin Cantepe
YanıtlaSilBizimde köydü Mıstékalo.
İlhan Çamurlu
YanıtlaSilMUKEMMEL BIR OZGECMIS BILGISI DEDELERIMZDE REVANDAN GELMIS TABII SIZIN SAYENIZDE KOKLERIMIZI ASIRETIMIZI OGRENIYORUZ ALLAHIM SIZDEN RAZI OLSUN.SAG OLUN VAR OLUN SEVGIYLE KALIN.
Ali Kartal
YanıtlaSilAllah yardımcınız olsun. Gerçekten büyük bir emek sarfediyorsunuz
Keşke bir büyüğümüz bize rehber olsaydı gitseydik elegeze ata dedelerimizin kaldığı yerleri gezip görseydik bizim eski soyismimiz elegez daha sonra alagöz yapiyorlar dedem
YanıtlaSilSelamaleyukum keşke bir büyüğümüz bize reheber olsada gitsek ata dedelerimizin yaşadıkları yerleri geze bilsek mezarları ziyaret ede bilsek
YanıtlaSilDunyadaki insan topluluğuna selam olsun babam 1915 doğmlu ığdırda doğmuş babam da anlatiyordu bize tabi biz çocuktuk bazen dinlerdik bazen de duymamasızlıkta gelirdik tabi çocukluğun zamanımız biz sadece biran evel kendimiz dışarıya atmamız lazımdı oyun oynamak için şimdide o günleri arar olduk keşke bir büyğümüz olsada ata dedelerimizin geldiği yeri yaşadığı toprakları bize anlatsa babam 1984 ten hakın rahmetine kavuştu babam çocukları olmamiş daha birinci hanımıda sonra anemi getiriyor kuma olarak biz ığdır da ağrı ya göç ediyorla ağrı ya geldikler köy ilk vezirhan geçen lerde çok aci bir olayı yaşanıdı o köyde yanı leyla nın köyu mekanı cenet olsun inşallah meleğim
YanıtlaSilO köyden daha sonra aşkale köyune göç ediyorlar hala orda yaşiyoruz bize mala kelo diyorlar yani kelo yı retki bizim ilk soyismiz elegez miş daha sonra dedem deyiştiriyor hala bir amcam soyisimini deyiştirmemiş elegez diye geçiyor
Bu yayında ve sitede emeği geçen herkese sonsuz teşekür ederim
Bizi ne kadar doğru ne kadar aydın bir şekilde bilgilendirseniz bizde o kadar memnun kalırız ve bir birimiz daha güzel bir şekilede tanırız
Çetin Alagöz
Bizde mıstekalo köyunden gelmeyiz
YanıtlaSil