3 Kasım 2021 Çarşamba

Redkan Aşireti Hakkında Bilgilendirme

Redki - Redkan Aşireti
Şuan Ağrı, Kars, Iğdır, Muş, Erzurum, Ardahan, Van ve çeşitli şehirlerde 350 küsur köyde yaşayan Redki aşireti, en büyük Kürt aşiretlerinden biridir.

Redki aşireti toplam 13 kabileden meydana gelip, resmi olarak 1080 soy isim almıştır.

Redki aşireti, Emevi Devletinin Irak Valisi Hachacı Zalim'in döneminde Şam ve Halep bölgeleri çevresine, orada bir süre yaşadıktan sonra ise Diyarbakır'ın Silvan ilçesi ile Cizre arasındaki bölgeye göç ederler. 1570li yıllara kadar Diyarbakır'da yaşadıktan sonra, ağırlık olarak Erivan çevresine göç ederler.

Redki aşiretinin tarihi ismi Zilan aşiretidir. Eski Osmanlı ve Safevi arşivlerinde ağırlıklı olarak Zilan/Zilli ismi ile anılır. Redki aşireti yaşlıları günümüzde de aşiretleri sorulunca, bazen 'Zilli' bazen de 'Redki' derler. Kürt tarihi ile ilgili kadim bir kaynak olan Şerefname'ye göre; Redki aşireti, Silvan-Kulp çevresinde kurulan Sılêmani Beyliğini kuran sekiz aşiretten biridir. Söz konusu kaynak, bu sekiz aşiretin Mervanilerin akrabaları olduğunu ve bunların Mervanilerin yıkılışından sonra dağıldıkları yerlerden tekrar bir bölgeye getirildiğini ve Sılêmani Beyliği'nin kurulduğunu belirtir. 1515 yılında Diyarbakır çevresi Osmanlı hâkimiyeti altına girince, bölgedeki diğer yerel yönetim ile birlikte Redki aşiretinin bağlı bulunduğu Sılêmani Beyliği de Osmanlı'ya bağlandı.

1570 yılında Osmanlı Devleti Kıbrıs Adasına sefere çıkmadan önce, Sılêmani Beyliğine mensup Bêski, Bucyan ve Redki aşiretlerinden bin kavvas (iyi ok kullanan adam) ister. Bunlar verilen emre uymayıp bin kavvas göndermeyince, bu üç aşirete bin filori (altın para) ceza verilir. Sılêmani Beyliği beyi Behlül Bey, 5 Temmuz 1573 tarihinde Osmanlı Devletine bir mektup gönderip, Kıbrıs seferi için bin kavvas hazırladığını, ama ücretlerini ödemediklerinden dolayı bazılarının firar ettiğini ve bu sebepten dolayı sefere katılamadıklarını belirtir. Behlül Bey ayrıca bin filorinin kendileri için çok ağır olduğunu, ancak beşyüz fılori verebileceğini belirtir.

Bu tarihten sonra Beylül Bey bu üç aşiretin vergilerini daha da ağırlaştırınca, 2 Şubat 1580'de Bêski, Bucyan ve Redki aşiretleri Mollazade Ebubekir önderliğinde Ardahan Beyi Yusuf Bey'in yanına göç ederler. Behlül Bey ve adamları vergileri almak için askerleri ile beraber bu üç aşireti geri getirmeye gider. Ve bu üç aşiret Behlül Bey ve askerlerini öldürürler. 1635 yılına gelindiğinde Beyazıt Sancağının sancak beyliği, Silvan'dan gelen bu aşiretlerden Şahsuwar Bey oğlu Çolak Abdi Paşa'ya verildi. Bunlara Ocakzâde denilip, yönetim babadan oğula geçer. 2. Mahmud 1839 yılında bu bölgede, Kürt beylerinin elindeki babadan oğula geçen sistemi kaldırıp, İstanbul'daki saraydan atamalar yapmaya başlayana kadar böyle sürdü.

Redki aşiretinin büyük bir kısmı Ardahan Bey'i Yusuf Bey'in yanına göç edip, Erivan ve Kars çevresine yerleşince, bir kısmı da Muş'da Karaağaç isimli bir köye yerleşir. Oradan da şuan Bulanık'a bağlı olan Têxut (Têxuta Kopê - Balotu) köyüne göç eder. Orada bir müddet yaşadıktan sonra, Kullê Muşê isimli salgından dolayı oradan bir kısım direk Kars - Erivan tarafına, bir kısım da Özalp çevresine göç eder. Özalp'da bir kısım İran üzerinden Erivan'a, diğer Redkanlıların yanına göç ederken, bir kısım da Özalp köylerinde kalır.

Bazı anlatımları göre ise; Redki aşiretinin başlıca köyü, Silvan'ın Kelê köyü idi. Oradan İran Kum'a, oradan ise Erivan'a göç eder. Şerefname'ye göre ise, Redkan aşiretinin çıkış yeri Duhok'un Amediye kalesidir. 1842 yılına ait bir Safevi (İran) arşivinde, Redkan aşiretinin eski tarihlerde Sultan tarafından Diyarbakır'a götürüldüğü söylenir ama, hangi sultanın hangi tarihte Redkanlıları oraya iskan ettiği yazılmaz*. Belgedeki söz konusu ifadeler şu şekildedir: 

"Her iki devlet de (Osmanlı, İran) onu (Redkan aşiretini) istiyordu. Aslında, bu aşiret Sultanın emriyle Diyarbakır bölgesinde iskân edilmişti, ama aşiret fakir olduğu için Kars ve Beyazıt bölgelerine doğru göç etmek zorunda kalmıştı. Osmanlı ordusuna verdiği süvari askerleri sayesinde aşiret tarıma elverişli topraklar elde etmişti. Uzun zaman sonra bulunduğu alanlar Osmanlı-Fars savaş alanı olunca aşiret Fars topraklarına geçmek zorunda kalmıştı. Her iki tarafın onayıyla aşiret ilkin Koy’a yerleşti ve ardından Osmanlı topraklarındaki Van’a geldi ve 1843 yılına kadar Osmanlı hâkimiyeti altında kaldı."

Redki aşiretinin isminin çıkış hikayesi ile ilgili kabul gören başlıca iki iddia şu şekildedir. Birincisi; Silvan'ın Kelê köyünde, Mervan Kralının askerleri ile savaşıp, onları yok edince (red kırın), Redki (yok eden) ismini almışlar. Kelê köyünde şuan Gırê Seriya isimli bir tepe de, onlarca tarihi mezar bulunuyor. Söz konusu bölgenin halkı burada çok eski tarihlerde bir savaş olduğunu, bunların da onlara ait mezarlar olduğuni belirtir. İkinci bir iddia (birinci iddia daha çok kabul edilir) ise şu şekildedir; Yavuz Sultan Selim, 'bunları red edin' demiş ve bu sebepten dolayı isimleri Redki olmuş.


Mella Mahmudê Bazidi, Hurşit Paşa (Seyahadname i hudud), Aleksander Jaba ve daha bir eski kitapta, Redki aşireti Zilan Aşiretler Konfederasyonun bir kolu olarak geçer. Antropolog E. Pittard Redki aşireti hakkında şöyle yazar (E. Pittard, Race And History, s.366):
"Kürtler uzun boylular. Hepsi 1.68'in üstündedir. Bazı Kürtler, diğerlerine oranla daha da uzun boylular. Örneğin Redki aşireti."
1895 yılında Harverd Üniversitesi tarafından Fransızca basılan bir kitapta Redkanlılar için şu ifadeler kullanılmış (Archives d'histoire naturelle, De Lyon, 1895):
"Yaz aylarında 2925 metre yüksekliğindeki yaylalara çıkan Redkiler, kışın Sormalu (Iğdır) köylerine inerler. Redkilerin kullandığı bölge, en verimli bölgedir. Biz onların bölgesini ziyaret etmeyi başardık. Redkilerin liderleri bizleri yemeğe davet ettiler. Çok büyük çadırları, kadınların ve erkeklerin çok zengin ve zarif elbiseleri vardı. Çok değerli halıları vardı. Bu aşiret, Avrupalılar gibi medeniydi. Sehpa, tabak, çatal, bıçak ve kaşık kullanan Redkiler, bizleri çok şaşırttılar. Ermeni evlerinde ne varsa, onların evlerinde de onlar vardı. Tek eksik, şaraptı."

1894 yılına ait resmi bir Rus yayın organında şöyle diyor**:

"Kürtler arasında Kurmanci lehçesini en güzel, en arı kullananlar, Redki aşiretidir."

Redkanlı yaşlılar, asıl Zilanlıların Redkanlılar olduğunu, aşiretler ile birlikte, aşiretler birliği kurulunca, yine bu ismi (Zilli, Zilan) kullandıklarını belirtirler. Bu konuda Burhan Kocadağ kitabında şöyle yazar (B.Kocadağ, Doğu'da aşiretler, Kürtler ve Aleviler, 1992):
"Zilan aşireti, Ağrı ve köylerinde toplu halde bulunurlar. Zilan aşireti, Kürtlerin Sıliv topluluğu içinde yer alır. Başka bir deyişle, Ziller grubuna kendi adını veren bir aşirettir." 
Günümüzde halen de Zilan aşiretler konfederesyonun da sadece Redkan aşireti yaşlıları kendilerini Zilli olarak tanıtırlar. Öte yandan Rus belgelerinde Zilan aşiretler konfederasyonuna bağlı Celali, Bıruki gibi aşiretler kendi isimleri ile tanıtılırken, Redkanlılar hem Redkan hemde Zilan olarak tanıtılır. Osmanlı Devleti döneminde bakan olan Mehmet Emin Zeki Beg'in Kürt ve Kürdistan Tarihi adlı kitabında, Karabağ ve Erivan Kürtlerinin genelde Zilan Kürtleri olduklarını belirtir.

Redki aşireti, kendileri ile ilgili eski gravürler olan tarihi çok eski birkaç Kürt aşiretinden biridir. Avrupalı antropolog ve arkeolog Ernest Chantre, 1890 yılında yazdığı Transcaucasie adlı kitabında, Redki aşiretinin çok medeni bir aşiret olduğunu ve Kürtler arasında çatal, bıçak kullanımını onlarda gördüğünü belirtir. Dördüncü Murad, 1635 yılında Erivan Seferi'ni düzenlediğinde, Redkan aşiretine top ve beylik nişanı vermiştir. Yine Redkan aşiretinden Cafer Ağa, 1847 yılında Rus Devleti tarafından resmi olarak Kafkasyada yaşayan bütün Müslüman Kürt aşiretlerinin lideri (temsilcisi) olarak kabul edilmiştir (bkz).

Erivan'a göç ettikten sonra, yarım asırdan fazla bu bölgede yaşayan Redki aşireti, 1800lü yılların sonralarına kadar Erivan ve Kızıl Kürdistan (Karabağ) çevresinde sorunsuz bir şekilde yaşar.

Redki aşireti üç defa Erivan'dan göç eder. İlk göç Redki aşireti beyi Guli Cewer Ağa'nın oğlu Eyüp Paşa, 1877 yılında Osmanlıya iltica edince, kendisi ile birlikte 600 aile getirir. 1877 yılından sonraki göçler, bölgeyi Kürtsüzleştirmek isteyen Ermenilerin baskıları sonucu olur.

1890 yılından sonra Osmanlı, Suriye ve İran'dan gelen Ermeniler, geldikleri yerlerden gördükleri baskılardan dolayı, intikamlarını yerli Müslüman Kürtlerden alırlar. Ve her gece bir kaç köyü basarak, yüzlerce insanı katlederler. Redki aşiretinin Erivan'dan ikinci kitlesel göçü, 1890 yılında olur.

1915den sonraki yıllarda ise, tek tük aileler hariç, Redki aşiretinin tamamı atayurtları Erivan'dan sürülür.

1914 yılında birinci dünya savaşı olduktan sonra, 1915 olayları olur ve Ermeniler kitlesel olarak ağırlık Kürtlerin (ağırlıklı Redki aşireti) yaşadığı Erivan'a göç ederler. 1918 yılında Rusya'da Lenin ve Çar Nikolay (Nigalo) arasında çıkan sürdüşmelerden dolayı Rusyada karışıklar meydana gelince, Rusya kendini savunamaz bir duruma gelir. Bunun üzerine Ermenilere ağır silah verdiler ve Türklerin sınıra saldırmaları durumunda, sınırı savunmalarını istediler. Ermenilerde Rusyadan aldıkları silahlar ile Müslüman Kürt köylerini basıp, çok sayıda katliam gerçekleştirdi. Oldukça organize olan ve ağır silahları olan Ermenilere karşı kendini savunamayan Redki aşireti ve diğer Müslüman Kürt aşiretleri, Erivan'dan Aras nehrinin batısına göç etmek zorunda kaldılar. Çok büyük bir aşiret olan Redki aşiretinden sadece Xelife Heci İsmail'in ailesi ve birkaç aile kendileri ile birlikte birkaç koyun getirebildi. Redki aşiretinin taşınır ve taşınmaz, herşeyi orada kaldı.

Bu üç kitlesel göç haricinde, Stalin 1937 ve 1944 yıllarında Türkiye, Rusya sınırında yaşayan Müslüman Kürtlerin büyük çoğunluğunu Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelere sürgün etti. 1988 yılında ise, Azeriler ve Ermeniler arasında çıkan savaştan sonra, bütün Müslüman Kürtler göçe zorlandı. Göç etmeyenler büyük vahşetlere maruz kaldılar.

Bu üç göç ve üç sürgünden önce, Erivan nüfusunun çoğunluğu Kürtlerden meydana gelirdi. Kürt aşiretleri içerisinde ise Redki aşireti Erivan çevresinin en kalabalık aşiretiydi. 1988 yılında Erivan Şirazlı köyünden, Rusya Krasnador'a göç etmek zorunda kalmış bir Redki, bunu şu sözlerle özetliyordu "Erivandan, Laçin ve Kelbajar'a kadar, bütün dağlar ve ovalar Redkiydibkz.

Redki aşireti haricinde bölgede yaşayan Şemski, Bıruki, Azizi, Dılxêri, Mılli, Banoki gibi aşiretler de kafileler halinde Aras nehrinin batısına, Kars ve Iğdır çevresine göç edip, bu tarafa yerleşirler. Redkanlılar ise genelde Kars ve Iğdır köylerine yerleşirler. Bu iki şehre yerleştikten sonra, Rus saldırıları ve Ağrı Direnişinde, yerleşmiş oldukları Ağrı Dağı çevresindeki bir çok köylerinin yasak bölge olmasından dolayı, Kars ve Iğdır dışındaki bölgelere de dağılırlar.

Aras Nehrinin bu tarafına geçenler haricinde, bir çok eski Sovyet ülkesine dağılmış ailelerde var. Ve ayrıca ünlü Kürt prefesör Mehrdad İzady'e göre; Redkan ve Şadılli aşiretlerinden bir çok aile, 16. yüzyılda Erivan çevresinden İran Horasan'ına sürgün edilmiştir. Horasan'a sürgün edilenler, şuan Qoçuhan şehrinde yaşarlar. Ayrıca bir kaç aile de Suriye Halep'te yaşamaktadır. Redkanlılar Horasan'a sürgün edikdiklerinde, orada birçok iz bırakırlar. İran Horasınında Redkan isimli köyler ve kaleler bulunmaktadır.

Redkan aşiretinin toplam 13 kabilesi olup, isimleri aşağıda verilmiştir.

Kumka
Memka
Çekema
Heciya
Hesepêxasa
Torına Qewişa
Torına Malbatê
Torına Redka (Mala Kosa)
Katêya
Koseya
Bekıra (Mala Bekırê Heci Cıbir)
Mala Siso (Mırdêsa)
Qerki (Qerka Redka)

Redkan aşiretinin Bekıra kabilesi, bir çok defa Bekiran aşireti ile aynı sanılır ama, aynı değildir. Redki olan Bekıralar, ismini babaları Bekırê Heci Cıbir'den alır. Bekiran ise, başlı başına bir aşiret ismidir. Redkan aşiretinde Bekıra kabilesi olduğu gibi, Pirebadi aşiretinde de Bekıri (Mala Bekırê Şêx Memo) kabilesi vardır. Bu üçü de sürekli Bekiran aşireti olarak sanılmaktadır. Ama, üçü bağımsız üç aşirettir. Bekiran aşireti Zafaranlu konfederasyonuna, Redkan aşireti ise Zilan konfederasyonuna bağlıdır.

Redki aşiretine liderliği; Erivan Sefevi devletinin elindeyken Heci Cıbirê Kal. Daha sonrasında Guli Cewer Ağa, Eleşref Bey, Heci Usıv yapmışlardır. Göçten sonra ise, Ali Ağa, Heci Eme Topal, Xıdırê Evle ve Mıheme Şerifê Sırdo yapmıştır.

Redkanlılar, Karsda 97, Ağrı’da 87, Iğdırda 45, Muş’ta 40, Erzurum’da 41, Ardahan’da 13, Van’da 35, Edirne’de 2, Bitlis, Erzincan, Diyarbakır, Hatay, Maraş, Ankara, Kayseri ve Eskişehir’de birer, Bayburt 4, Manisa’da da 2 olmak üzere, Türkiye’nin toplam 374 köyünde yaşar. Türkiye dışında da birçok köyde yaşarlar. Onlar bu listeye dâhil edilmediler.

Muş Erzurum köylerinde Redkanlılar birbirlerine Oro diye seslendiğinden, onlara oroyi, ve Erivandan geldikleri için  de Mıhacırên Rewanê (Erivan muhacirleri) deniliyor. Ağrının Eleşkirt ilçesi köylerinde, Redki aşiretinin Erivandan göçü, takvim olarak kullanılır; 1890 ila 1915 yıllara arasında meydana gelen herhangi bir olaydan bahsedilirken, "salên eşîra Redkî hat" (Redki aşiretinin geldiği yıllar) deniliyor.

Redkan aşireti hakkında Osmanlı, Sefevi, Rus ve birçok devletin arşivinde çok sayıda belgeler olduğu gibi, ayrıca tespit ettiğimiz 138 kitapta bu köklü aşiretin ismi geçmektedir.

Kitap listesine aşağıdaki linkten bakabilirsiniz:
http://redkani.blogspot.com/2018/12/redki-asiretinden

Redkan aşireti  tarihe mal olmuş bir aşiret olduğu gibi, tarihe geçen şahsiyetlerde çıkartmıştır. Ayrıca Redkan aşireti, Kürt kültürüne çok katkı sağlamış değerler çıkartmıştır. Bunlardan en önemlisi; Dengbêj Şakıro'dur.


(FO: 424/7B (Confidentiel 10024), (Extracts from correspondence relati ve... Enclosure 2, N°16, Enclosure 2, N° 17. (Representation of Hussein Pâshâ, Chef of the Kurdish Tribe of Zeelan, to the Govemor General of Erzeroum, May 1842).

** ИЗВЪСТІЯ, КАВКАЗСКАго отдѣЛА, ИМПЕРАТОРСКАГО РУССКАГО ГЕОГРАФИЧЕСКАГО ОБЩЕСТВА, ИЗДАВАЕМЫЯ подъ РАДАКЦІЄЮ, Д. И. КОВАЛЕНСКАГО. 1894

Kaynaklar:

1: Şerefhan, Şerefname, 1597
2: Mela Mahmud Beyazidi, Cami’iyê Risaleyan û Hikâyetan
3: TDK İslâm Andiklopedisi

Arşiv Belgeleri:

1: Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi, kutu: DH.HMŞ, Gömlek: 12, Sıra: 48, Tarih: 12 Nisan 1571 (Hicri 17 Zilkade 978)

2: Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi, kutu: DH.HMŞ, Gömlek: 22, Sıra: 458, Tarih: 5 Temmuz 1573 (Hicri 5 Rebiüevvel 981)

3: Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi, kutu: DH.HMŞ, Gömlek: 39, Sıra: 313, Tarih: 2 Şubat 1580 (Hicri 15.12.987).

Hiç yorum yok: