Soy ağacında Redki aşiretinin soy ağacı haricinde, tarihleri hakkında da önemli bilgiler verilmektedir. Bu belge, Redkilerin tarihini çarrpıtmaya çalışanlar ve tarihlerini çalmak isteyenlere engel olmak için çok önemlidir.
Redkilerin yüzlerce yıl önce hazırlanan soy ağacında, Redki aşiretinden şu şekilde bahsedilmektedir:
"Redkiler 983 yılına kadar kendilerine Zilli (Zilan) Aşireti derlerdi. 983 yılından önce Hachac ı Zalim'den kaçıp, Silvan'ın Kelê köyüne göç ederler. 983 yılı ile 1000 yılı arasında Mîrê Mervan (Mervan Kralı), Redkilerden Newal isimli bir kızı, bir geceliğine çadırına davet eder. Redkiler kabul etmeyince, Mîrê Mervan onlara savaş açar. Silvan'ın Kelê köyünde yaşayan Redkanlılar, kendilerine saldıran Mîrê Mervan ve 40 adamını öldürürler. Mîrê Mervan ve 40 adamının öldürüldüğü tepeye, halk arasında bu olaydan dolayı 'Gırê Seriya' deniliyor.
Bu olaydan sonra Redkiler İran Kumkent'e kaçıyor. Bir müddet Kumkent'te yaşadıktan sonra, oradan Erivan'a gidiyorlar."
Söz konusu belgeye göre, Redki aşireti sekiz kardeşin çocuklarından meydana geliyorlar. Belgeye göre, Redki ismini 983 yılında alıyorlar. Bu 1035 yıl ediyor.
Yaklaşık bin yıl Erivan çevresinde yaşayan Redkiler, 1890 yılından, 1915 yılına kadar kafileler halinde Erivan'dan Iğdır ve Kars'a, buralardan ise, Ağrı, Erzurum ve Muş'a dağıldılar.
Söz konusu belgede Kelê köyü ve Gırê Seriya isimli tepeden bahsediliyor. Bizler Êla Redkan olarak böyle bir yerin olup olmadığını merak ettik, ve araştırdık. İsmi geçen Gırê Seriya tepesi ve Kelê köyünü Êla Redkan olarak araştırdık ve bulduk. Silvan'da gerçekten de Kelê isimli bir köy var ve bu köyde Gırê Seriya isimli bir tepe var.
Köy halkına Gırê Seriya tepesinin hikayesini sorduğumuzda, "Burada bir aşiret, bir kralın adamlarını öldürmüş, bu sebepten dolayı tepeye o günden sonra bu isim verilmiş" cevabını aldık.
İhsan Nuri Paşa'nın kitabında Redki (Zilan) aşireti:
İhsan Nuri Paşa'nın "Tarixê Rişeyê Nejad-i Kurd“ (Kürtlerin Kökeni) isimli kitabındaki bilgileri aynen aşağı ekliyoruz:
"Kürtlerde Tol dan Bayramı kutlanır. Kuzey Kürdistan'da o gece herkes evinin arkasında, yahut yüksek yerlerde ateş yakar. Bu iş için hazırlanan uzun sopaların (çubuk) ucuna gazyağı veya hintyağı konur aydınlatılırdı. Bu hareketlerden anlaşılıyor ki, Dahhak'a karşı yapılan ihtilâl sırasında evlerin arkasında yakılan ateşler aydınlatmaya neden oluyor, ateşlerin dolaştırılması da ayaklanmanın başlamasını haber vermeye yarıyordu. Eskiden telefon, telgraf gibi haberleşme araçları bulunmadığından bu iş için ateş alevini yüksek noktalara çıkararak ondan yararlanmışlardır. Bir işin tüm ülkede birden son bulmasını istediklerinde bekçiler, merkezi şehirdeki ateşi yakar, köy ve kasabalardaki bekçiler de bu işi bir diğerine bildirirlerdi.İhsan Nuri Paşa, Tarixê Rişeyê Nejad-i Kurd (Kürtlerin Kökeni), Kuhistan Dergisi, İran, 1946.
Mervani Hükümeti döneminde, Mervan hükümdarlarının zulmünden kaçan Zilan aşireti arasında, Huxşter (Hugş-ter)in Sekkalar’ın reisleri için yaptığını yaptılar. Yani itaatsizlikten dolayı aşirete gelen 80 süvariyi evlere dağıttılar. Gece, önceden aralarında kararlaştırdıkları üzere damın arkasında aşiret reisi bir yorganı hint yağına bulayıp ateşe vererek etrafı aydınlattı. Onu gören herkes bu ateşle verilen işaret üzerine misafirini öldürdü. Üçüncü ateşte hepsi göç edip kuzeye gittiler. Aşiret reisinin evindeki başkan öldürülmek istenince, bu, yiyecek ambarına kaçtı. Orada onu yakalayıp öldürdüler. Bu nedenle Zilan reislerinin ailelerine bugün de "Kulin bı Xûn" deniyor.
Tol Dan" Bayramı, Birinci Dünya Savaşı'ndan önce Rumi 14 Şubat (Fevrie), yani 18 İsfend'e rastlıyordu (*). Şu anda 25 Behnen'e rastlar (**). Nedeni de şudur : Osmanlı Devleti Rumi takvimi kullanırdı. Miladi takvimden 13 gün daha sonra olduğundan, Birinci Dünya Savaşı zamanında Alman müttefikleriyle uyuşsun diye Miladi takvimi benimsediler. Kendi takvimlerini böylece 13 gün ileri aldılar. Bu nedenle de 14 Şubat (Fevrie), 25 Behmen'e rastladı.
Demawend'de kutlandığı belirtilen Kürt Bayramı (Cejna Kurd) ve Kurmanclardaki "Tol Dan" arasındaki aşırı uzaklık için de şunu demek mümkün: 31 Ağustos'ta Demawendiler bayram yapıyorlardı. Bu 9 Şehriyer'a rastlıyor. Mihrimah'ın (***) başındaki eski Newroz Bayram'ından iki gün önce, yani yılın son ayının başlarındaydı. (****). 8 İsfend'deki Kurmancların "Tol Dan" Bayramı da yine bugünkü hesapla Newroz'dan 21 -22 gün öncedir. Yine yılın son ayının başlarına rastlıyor."
Redki aşirerinin kadim ismi Zilan olduğundan, Kürtler arasında Redki aşiretine, Serê Zîla ve Serkanîya Zîla (Zilanlıların başı, Zilan'ın kaynağı) olarak denilmektedir.
Redki aşiretinin tarihinin yazılması, Kürt tarihi bakımından çok önemlidir. Bu sebepten dolayı yukarıda paylaştığımız yüzlerce yıllık belge, özelde Redki tarihi, genel olarak da Kürt tarihi bakımından çok önemlidir.
(**) Behmen ise genel olarak 21 Ocak - 20 şubat günleri arasındadır.
(***) Şehriyar ve Mihrimah birer İran ayıdırlar.
(****) Bilindiği üzere Newroz yılbaşı olup 21 Mart tarihine rastlar. Bundan önceki ay ise doğal olarak yılın son ayıdır. Burada belirtildiğine göre, Demawend'de kutlanan Çeşna Kurd (Kürt Bayramı), Newroz’dan 22 gün önce, yani yılbaşından önceki, yılın son ayının başlarına rastlıyor.
Gurur duydum sizlerle
YanıtlaSilDiyarbakır isminin hikayesi ile ilgili
YanıtlaSilDiyarbakır şehir merkezinin tarihi ismi Amida, Diyarbakır bölgesinin genel ismi ise Diyarbekir'dir. Peki Diyarbakır ismi nereden gelir?
Diyarbakır şehrinin gerçek ismi Amida'dır. Amida ismi, Kürtler tarafından şehre verilen bir isimdir. Ancak daha sonra islamın yayılması ile bölgeye gelen Arap aşiretleri ile Amida şehrinin ismi, Diyarbakır olarak değişmiştir.
Peki kimdir bu Arap aşiretleri?
1400 yıllık islami tarih kitaplarına göre, Diyarbakır'a ismini veren, Arap Bekir bin vail kabilesidir. Aynı kaynaklara göre bu kabile, Dicle nehrinin kenarında yaşayan bir kabiledir.
Başka islami kaynaklara göre ise, sahabeler ile birlikte Amida şehrinin fethine katılan Arap Bakrani aşiretinden dolayı, bu şehire Diyarbekir ismi verilmiştir.
Evet Diyarbakır'a ismini veren Arap Bekir bin vail yada Arap Bakrani aşiretlerinden biridir.
Ama iki aşiretin de Redki aşireti ile hiç bir alakası yoktur.
Çünkü onların Arap olduğu, en az yüz bin tane tarih kitabında yazılır.
Redkilerin Kürt olduğu ise, başta Şerefname olmak üzere, onlarca kitapta yazılıdır. Ve ayrıca Redkilerin Arap olduğunu iddia eden tek bir tarihi kaynak bile yoktur.
Aslında böyle bir tartışmaya bile gerek yok ama, bazı şahıslar bizlere Bakranilere bağlamaya çalıştığından dolayı, tarihi bilgiler ışığında cevap vermek şart oldu.
Redkiler, Kürtlerin iki ana damarı olan Zil ve Mil'den, Zil'in başıdır. Yani eğer Redkiler, dolayısıyla Zil Kürt değilse, demekki Kürt isimli bir millet yoktur.
Diyarbakır ismi üzerinden yalan yanlış bilgi yayanlara asla kanmayın.
Diyarbakır isminin çıkışı ile ilgili tüm tarihi bilgilere bu linkten bakabilirsiniz:
http://www.yeniasya.com.tr/fatih-yokus/diyarbakir-ismi-nereden-geliyor_451081
Ayrıca şunu da söylemekte yarar var: Redki aşireti, hiç bir zaman Diyarbakır şehrinde yaşamamıştır. Redkilerin yüzlerce yıllık soy ağacında da yazıldığı gibi, Redkiler sadece bir dönem Meyafarqin yani bugün ki ismi ile Silvan'da yaşamışlardır.
Bazıları, kendi tarihlerini çarpıtları gibi, Redki aşiretinin de tarihini çarpıtarak Redkilerin de kendilerinin bir kabilesi, alt dalı olduğunu iddia ediyorlar.
Bizler, Arap Bakrani ve Bekir bin vail aşiretleri ile hiç bir alakamızın olmadığını defalarca dile getirdik. Belgeler, bilgiler bir rarafa, mantıken de böyle bir şey mümkün değil. Çünkü Arap bir aşiretin, Kürtçe bir isim olan Redki (bitiren, yok eden) ismini alması mümkün değil.
Bizler bunları defalarca anlattık. Ama anlattıklarımız bazılarına fayda etmediğinden, bu sefer islam tarihi ile cevap vermeye çalıştık.
Çünkü İslami tarih kitapları, müslüman olsun yada olmasın, tüm dünyanın baş vurduğu, dünyanın en güvenilir tarihi kaynaklarıdır.
Son olarak şunu sormakta fayda var diye düşünüyoruz: Diyarbakır'da yaşayan Arap Bakrani ve Arap Bekir bin vail aşiretlerine ne oldu?
Yusuf Redkani / Iğdır
Ne olacak hepsi Bekıri oldu.
SilSadece onlar mı Bekıri oldu? Ermeni Bakrevantlar, Arap Bakrevaniler, bunların hepsi şimdi Bekıri olmuş. Kırk tane Bekıri var. Gerçek Bekıriler, yani Kürt olanlar, sadece Van Erciş'de var.
Diğerlerinin hepsi bakrani, bikrani, bakrevani, bakrevan ve diğerlerinin toplamadır. Ve bu şorba aşiret, bizi de o şorbada yok etmeye çalışıyor.
Araplar mı her ne zıkkımsalar, bizim tarihimizi çarpıtmasınlar da, ne cehenneme gidiyorsalar keyifleri bilir.
YanıtlaSilSelam olsun aşiretimize ��
YanıtlaSilHerkesi öldürüyorlar hiç kimse sağ kalmıyor
YanıtlaSilSadece çok ama çok yaşlı bir kadın tek kalıyor kimisi diyor öldürelim kimisi diyor bu yaşamış Allah'ın emriyle ölsün
Sonuç öldürmüyorlar o olayın tek şahidi o yaşlı kalıyor ve bunların sahipleri geliyor yaşlı kadın diyorki retkiler yaptı
Sonrasında da bir çok kez retkililerden adam öldürmüşler ve hep başlarına vurmuşlar niye o kadını öldürmedik
Böyle biliyorum
Bizde varız ıngızatakora da mala heci temı babasının adı qrço nayan soyadlı
YanıtlaSilSizin aile nereden göç etmiş oraya? Redki aşiretinin hangi kolundansınız?
SilMala lalo karstan göç etmişler
SilArkadaşlar redkan aşiretinden veya revandan anadolu ya ilk göç ne zaman olmuşhangi tarihte
YanıtlaSilİlk olarak 1827 yılında Erivan Safevilerin (İran) elinden Ruslrın eline geçince, Ruslar her taraftan oraya Ermenileri getirince, Redkan aşiretinin liderlerinden Çongdeve Hüseyin Ağa, aşiretin bir kısmını alıp, Kars çevresine göç eder.
Silİkinci göç ise; 1860/1870 yılları arasında Guli Cewer Ağa'nın oğlu Eyüp Paşa, 400 aile ile Osmanlı sınırlarına göç eder.
Benim sizlerden ricam ben süleyman Şolkanin torunuyum Benim süleyman dedeminde dedesinin ismi süleyman oda Ali Eşref beyin dedesinin adıda süleyman benim süleyman Şolkan dedem ile Eli eşref paşa ile babası güli cevar ağa aynı dönemde yaşamışlar. Ali Eşref beyin dedesi olan süleyman bizim de dedemiz . Bizim süleyman şolki dedem o torun süleyman. Benim diğer dedemin ismi bekir kardeşinin ismi heci cibir bekir bizim dedemiz yani Karaçobanda ki şolki melki koçelan ailelerinin dedesi . Heci cibir mala belonun dedesi . Benim sizden ricam o şercereyi inceletin o secerinin üzerinde mühürler var o mühürler arapça yazılı o harfler tam belirgin değil okuyamıyoruz . Şeceriyi inceletin sizlerden ricam işin ehli olan birine şeceriyi türkçeye çevirsin sizlerden ricam o çeviride herkes bir nusha alsın tüm redkikerin hakkı Selâmaleyküm hayırlı günler
YanıtlaSilSavaş cilar egitilirdi yani bizim redkan asireti İran'a sürgün zamanında İran savaşa girer Ken bizim aşiretten yardım ve destek istemişler bizim asiret ise kabul etmediği için İran'dan sürgün edilir Türkiye sinirin da Osmanlı devleti nin askerleri bizim kimerin önünü keser giremedsiniz bedel vermeden bunlarda kavga ettiler her kavgada galip gelirlerdi ağa larin yanına gittikleri zamn bunu serdiler me wanaji redkır. Yani biz onlarida bitirdik diye redkır redkır diye diye redka ismi verildi
YanıtlaSilDedelerim battal, h.Muhammed, tahir, kulap, mırre , melle eli, melle veli , melle emer
SilHangi köydeki Elmas ailesi?
SilBütün retkîlere selam olsun
YanıtlaSilDeğerlı bir tarihi bilgi elinize sağlık
YanıtlaSilBabamlarda erivandan gelmişler renganiyiz süloyu keko danlarmış akrabalarımız ığddır Muş ve karstalar bizde Kars arpaydanız
YanıtlaSilsen karstan hangi köydensin
SilBende ataşlardanım
YanıtlaSilBende ataşlardanım.anne tarafım durdağı.Kağızmandan merkezden.
YanıtlaSilBende ataşlardanım.anne tarafım durdağı.Kağızmandan merkezden.
YanıtlaSilSelam olsun Redki aşiretine
YanıtlaSilBizde ela redkan aşiretinin koluyuz feQiler diyorlar yani şurQıtlar de diyiliyor kars ta yasiyoruz
YanıtlaSilHangi köy, soy isminiz nedir
SilBen Van Erciş'ten ağrıdan gelme sıgdo koyunden
YanıtlaSilAğrı merkezden tüm REDKİ 👑 aşiretine selam olsun
YanıtlaSilMerhaba, ben Ardahan göle senemoğluköyünden Muhammed yeni bize yengolar derler bildiğim tek şey redki aşiretinden olduğumuz bilgisi olan beni de bilgilendirebilir mi
YanıtlaSil