Redkan aşiretinden Rosto oğlu Hacı Baha (Güngör)’ün anlattıkları, köylülerin traktör gibi yeni tarım araçlarıyla ilk karşılaşmalarında yaşanan şaşkınlığı, kuşkuyu ve mizahı yansıtan önemli bir örnektir. Hacı Baha çocukken yaşadığı bir olayı şöyle aktarır:
“Biz o zaman Erivan’ın Şamiran köyündeydik. Ben o zamanlar küçük bir çocuktum. Caminin önünde çocuklarla oynarken Redkan aşiretinin Sılêmani kabilesinden bir köylümüz, Emê Nado, yanımıza geldi. Sanoyê Teyo ile Merufê İso onu çağırdılar ve ‘nereden geliyorsun?’ diye sordular. O da ‘Goş köyünden geliyorum’ dedi. Goş, bizim köye yakın bir köydü. Köylülerimiz merakla ‘orada ne var, Ermeni komşularımızın durumu nasıl?’ diye sordular. O yıllarda Ermeniler ile biz Kürtlerin arası çok iyiydi. Fakat Emê Nado bu soruya sinirlenip Ermenilere küfretti. Bunun üzerine diğerleri tepki göstererek ‘adamlar burada değil, sana ne yaptılar ki, neden küfrediyorsun?’ dediler. O da şu cevabı verdi: ‘Ben Goş köyünden geçerken kilisenin orada bazı Ermeniler beni çağırdı, dediler Emê kirve hele gel, sana bir müjdemiz var. Bir tane demir çıkmış, üstüne biniyorsun, hem seni gezdiriyor hem de tarlayı sürüyor. Ben de kızdım, dedim siz deli misiniz? İşte bu benim kamam, buda kılıcım, hadi bineyim de beni gezdirsin. Tartıştık ve oradan çıktım geldim.’ Bizimkilerden bir iki kişi de bunun üzerine ‘hele kafirlerin yalanlarına bakın’ dediler.”
Bu olay, traktörün köy yaşamında nasıl algılandığını ortaya koyar. Ermeni köylüler traktörü bir “müjde” olarak tanıtmakta, onun gücünü ve faydasını abartılı bir dille anlatmaktadır. Buna karşın Redkanlı Kürtlerin ilk tepkisi kuşku ve alaydır. “Demir bir şeyin hem gezdirip hem de tarlayı süreceğine” inanmak zor gelmiş, geleneksel araçlarla kıyas yapılmıştır. Emê Nado’nun “işte bu kamam, bu da kılıcım, hadi beni gezdirsin” sözü, yeni teknolojiyi küçümseyerek bildik aletlerle karşılaştırma isteğinin ifadesidir.
Bu anekdot, köylülerin yenilik karşısındaki tavırlarının sadece teknik bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumsal ilişkiler, inançlar ve kimlikler üzerinden şekillendiğini gösterir. Redkanlılar ve Ermeniler arasındaki iyi komşuluk ilişkilerine rağmen, yeni bir aracın kaynağı “öteki”ne bağlanmış, bu da güven duymak yerine kuşku ve mizaha yol açmıştır. Ancak bu tepki, düşmanlıktan çok bilinmeyene karşı duyulan doğal bir şaşkınlığın ifadesidir.
Traktörün icadı ve köylere ulaşması, yalnızca tarımsal üretimi değiştirmemiş, aynı zamanda köylülerin hayal dünyasında da yer etmiş, anlatılara, söylencelere ve mizahi karşılaştırmalara konu olmuştur. Redkanlı Kürtlerin ve Ermenilerin bu olaya yükledikleri anlam, teknolojinin sadece üretim alanında değil, kültürel yaşamda da köklü bir dönüşüm başlattığını açıkça ortaya koymaktadır.
Not: Traktörün icadı ile ilgili bu anı, Hacı Baha'nın kardeşinin oğlu Hasan Güngör’ün Kürtçe yazılmış olup henüz basılmamış kitabından alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder