1850 doğumlu olan dedemin amcası, 110 yıl yaşamıştı. Yani 1960lar da vefat etmişti. Rewanda doğup, uzun yıllar Iğdırda yaşayıp, Ağrıda vefat etmiş.
Büyük amcam anlatır. Kendisi 19 yaşındayken, dedemin amcası vefat etmiş.
Dedemin amcası da, kendi dedesini görmüş. Onun dedesi de tahminime göre, 1750 ila 1780 yılları arasında doğmuş.
Şimdi asıl konuya geliyorum. Büyük amcam, babasının amcasına soruyor "deden kendini ne olarak tanıtırdı?"
Demiş " Bav kalê me vır da (Atamızdan dedemizden), biz kendimizi bildik bileli, büyüklerimiz kendilerine ya Redki derlerdi yada Zilli"
Dedemin amcasının dedesi gibi, benim rahmetli dedem de, ya Redki derdi yada Zilli. Biz küçükken bize şöyle öğretirdi:
Dînê me (dinimiz) İslam e
Navê milletê me (milletimiz) Kurmanc e (Kürt)
Bereka me (kabilemiz) Kumki ye
Êla me (aşiretimiz) Redki ye
Sonra da yedi baba ismi saydırır, ben her baba ismini söyledikçe de, bir tane para verirdi.
Ve ben yedi baba ismini saydıktan sonra da, rahmetli dedem her zaman şu nasihati verirdi;
"Kurmanc gotî, gereke heft bava bijmire."
(Kürt dedin mi, yedi baba ismi saymalı)
Dedemin dedelerinden, onların dedelerinden bana kadar, her şey, tüm bilgiler sözlü olarak geldi. Ama benden sonra sözlü tarihi koruyacak kimse yok. İnsanlar artık sözlü tarihi, kültürü yeni nesillere aktaramıyor. Bundan dolayı her şeyi uzun yıllar önce yazmaya başladım.
Benim dedem Redki aşiretinin eski liderlerinden Gülli Cevahir'in oğludur. Revanda Begê Cewer Ağa derlermiş. Gülli Cevahir, dedemin babası Eyop Paşanın öz babasıdır. Bizler Erivandan Sürmeli çukuruna, oradan Karaköseye, oradan da Halep'e göç etmişiz. Suriye savaşı ile birlikte İstanbula kaçtık. Yedi yıldır burada yaşarız. Suriyedeki soy ismimiz Mohacır'dır. Benim dedelerim Redikan aşiretinin başıydılar. Dedelerim kendillerine Zilli yada Redki derlerdi. Başka isim duymamışım. Kimse bizim tarihimizi kirletmesin. Ben bu saifayı hep takip ediyorum. Dedikleri hep babamın, dedemin dedikleri ile uluşuyor. Dedem kendisi ile birlikte soy ağacımızın bir kopyasını Halepe getirmişti. Biz Halepten kaçarken İstanbula getirdik. Sizinle de paylaşmak isterim. Selamlarımla.
YanıtlaSilMortaza Mohacır
Merhaba değerli akrabam. Merak erme. Kimse bizim tarihimizi kirletemez. Biz Redkiler, halende dedelerimiz gibi; kendimize Redki yada Zilli deriz. Kimse bizi başka aşirete bağlayamaz rahat ol. Bizim tarihimiz yazılıdır. Bizim, sizin gibi değerli akrabalarımız var. Sadece Redkilerden uzak kalan bazı Redkiler, başka aşiretler içerisinde asimile olmuş. Onlarda kendilerini ne olarak tanıtırlarsa tanıtsınlar, yine de akrabalarımızdırlar. Hepimiz bir babanın çocuklarıyız. Derin ve köklü bir tarihimiz var.
SilSoy ağacını bu adrese gönderebilirsin redkan676@gmail.com
Saygılarımızla.
Bu arada, geçtiğimiz yıllarda sizden biri daha, daha önce bize ulaşmıştı. İstanbul berber olduğunu, Halepten geldiğini söylemişti.
SilÇok şaşırdım şu an evimizde yıllardır güllü Cevahir ağanın fotoğrafı var ama daha önce hiç merak edip bakmamıştım babaanneme sordum kim olduğunu onun soyundan geldiğimizi söyleyi Google yazınca çıktı ve merakım daha çok arttı revan felan yazıyor Ermenistan’la bir alakamız var mı yani cevaplarsanız çok sevinirim
SilÇok şaşırdım şu an evimizde yıllardır güllü Cevahir ağanın fotoğrafı var ama daha önce hiç merak edip bakmamıştım babaanneme sordum kim olduğunu onun soyundan geldiğimizi söyleyi Google yazınca çıktı ve merakım daha çok arttı revan felan yazıyor Ermenistan’la bir alakamız var mı yani cevaplarsanız çok sevinirim
SilRevan, Ermenistandan başkenti Erivan'dır. 1918de Müslüman Kürtler oradan sürüldü. Bu mail adresinden istediğinizi sorabilirsiniz redkan676@gmail.com
Sil