Sayfalar

11 Eylül 2025 Perşembe

Kürtlerde Aşiret Hayatının ve Kanaat Önderlerinin Önemi

Kıymetli okuyucular, 15 yıla yakındır aktif olan Êla Redkan oluşumunun 10'a yakın site ve sayfası var. Ve Êla Redkan oluşumunun kıymetli kurucu lideri, beni bir süre eğitti ve iki ay önce  bu oluşumun başına getirdi. Daha doğrusu bu oluşumdan el çekip, tamamıyla bana teslim etti. İki aydır ara sıra site ve sayfalarımıza gelip, aşiret hayatını eleştirenler olduğunu görüyorum. Ve ben bunlar hakkında bir makale yazmak istedim.

Kıymetli okuyucular, bazen bazı insanlar, Kürtlerdeki aşiret hayatını eleştiriyor, hatta “aşiretler yok olsun” diyor. Oysa bu görüş sahipleri Kürt halkını ve tarihini yeterince tanımıyor. Kürt toplumsal yapısının en önemli unsurlarından biri olan aşiret sistemi, yüzlerce yıl boyunca toplumsal barışı, düzeni ve kültürel devamlılığı sağlamıştır.

Aşiretleri kötü olarak gören, tanımadan, artı ve eksilerini tartmadan, aşiretleri toptan yok etmek isteyenlerin tamamının ortak bir cümlesi vardır: “millet uzaya gitti...” Sanki bu eleştiriyi yapanlar atomu parçamış da, binlerce Kürt aşireti toplanmış, gitmiş engel olmuşlar. Eğer sorun aşiret ise ve bu insanlar da aşireti kabul etmediğinden, o zaman bunları söyleyen insanların hayatında hiçbir sorun olmamalı. E peki o zaman bu insanlar neden hâlâ dünyada? Neden uzayda değiller? 

Bugün aşiret bağlarının zayıfladığı yerlerde, toplumsal otorite boşluğu hemen göze çarpıyor. Son bir haftada Erciş’te ve Bulanık’ta en az beş insanın öldürülmesi, bunun acı bir örneğidir. Çünkü artık sözü geçen kanaat önderleri, büyükler, toplumun dinleyeceği liderler ortadan kalkmıştır. İnsanların sözünü dinleyeceği bir büyüğün olmadığı yerde, küçük meseleler bile büyük çatışmalara dönüşebiliyor.

Örneğin Redkan aşireti üzerinden bakarsak; geçmişte öyle olaylar yaşanırdı ki, eğer rahmetli Hacı Mehmet Şerif Bulan, Hacı Ömer Alagöz, Hacı Mehmet Sabuncu gibi büyükler araya girmeseydi, belki yüzlerce can kaybı olurdu. Ancak bu saygın önderler toplum üzerinde o kadar etkiliydi ki, sözlerini dinlemeyen kimse bulunmazdı. Onların hatırına, çözümsüz görünen meseleler bile barışla sonuçlanırdı. Kürt toplumunda her bölgenin böyle kanaat önderleri vardı ve onların sayesinde yüzlerce yıl boyunca halk, barış ve huzur içinde yaşadı.

Bugün Kars, Iğdır, Muş ya da Erzurum Redkanlılarının bir meselesi olduğunda, neden ta Ağrı’ya gidip Hacı Kasım Bulan’ı getirirler? Neden bu kadar zahmete katlanırlar? Ya da neden gidip Iğdır’dan Kerim Boran’ı getirirler? Peki sormak gerekmez mi? Kasım Bulan olmazsa, Kerim Boran olmazsa, diğer kanaat önderleri olmazsa, en küçük meseleler bile daha büyümez mi? Bir şeyi yok etmeden önce, onun sonuçlarını da hesaplamak lazım. Bu gerçek, Yılmaz Erdoğan’ın Ekşi Elmalar filminde çok güzel anlatılmıştır. Filmde belediye başkanı kızını oy vermeyen bir aileye vermek istemez; ancak devreye Osman Ağa girince mesele çözülür. Yani eğer Osman Ağa gibi sözü çiğnenemeyecek bir kanaat önderi olmazsa, o evlilik gerçekleşmezdi. Bu da gösteriyor ki, kanaat önderleri bazen en çözümsüz görünen meseleleri bile barışla sonuçlandırabiliyor.

Peki bugün aşiret hayatını ortadan kaldırmak isteyenler, bu halkın sorunlarını kim aracılığıyla çözeceklerini düşünüyorlar? Onların, yerini almak istedikleri kanaat önderlerinin alternatifi var mı? Eğer bu otorite ortadan kalkarsa, toplumda kargaşa, güvensizlik ve kan davaları yeniden artar.

Tarih de bunun örnekleriyle doludur. 1925 Şeyh Said Hadisesi’nden sonra Kürt lider, bey ve ağaların sürgün edilmesi, büyük bir boşluk doğurdu. Redkanlılardan Guli Cewer Ağa’nın çocukları, Ali Ağa (Eliyê Ahmedê Eylo) ve birçok aşiret büyüğü batı illerine sürgün edildi. Bunun sonucunda Redkanlılar dağılmak zorunda kaldı; Muş ve Erzurum’un köylerine yayıldılar. Toplumsal düzen bozuldu.

Yakın tarihte de benzer durumlar yaşandı. 2015’te barış süreci sona erdiğinde, Redkanlılardan Ferzende Elbi, Kerim Boran ve birçok aşiret kanaat önderi tutuklandı. Böyle olunca bir mesele çıktığında sulh sağlayacak, toplumun sözünü dinleyeceği kimse bulunamaz hale geldi.

Unutulmaması gereken bir gerçek var: Kürt halkı, kendi aşiretinin ileri gelenine, kanaat önderine kulak verir. Bu yapı ortadan kalkarsa, halk kendi içinde parçalanır. Oysa bazıları, Kürt aşiret sistemini Türk televizyon dizilerinde gördükleri “aşiret” imgeleriyle karıştırıyor. Gerçek çok daha farklıdır. Kürt halkını dostlukla, kardeşlikle ve huzurla bir arada tutan sistem, işte bu aşiret düzenidir.

Aşiret hayatı sadece toplumsal barışı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda Kürt dilinin, kültürünün ve değerlerinin korunmasında da büyük rol oynamıştır. Dolayısıyla aşiret hayatını bütünüyle ortadan kaldırmak, bu halkın geleceğini tehlikeye atmak demektir.

Yukarıda da belirttiğim gibi, yaklaşık ona yakın site ve sayfamız bulunuyor. İnternet ücreti, domain, kitap ve belge alımları, makale, fotoğraf, video üretimi için üye olduğumuz programların ücreti v.b tüm giderlerin tamamını kendi cebimden karşılıyorum. Benden önce 15 yıl boyunca tek başlarına, hiç destek almadan bu oluşumu ayakta tutan kardeşlerim ve abilerim gibi, ben de gönüllü olarak bu görevi sürdürüyorum. Çünkü akrabalığa, aşirete ve aşiret kültürüne büyük önem veriyor ve bunların yaşatılmasını istiyorum.

Kendi köklerinden kopup, kendini köksüz bir ağaç gibi görenlere saygım var. Ama onlardan da ricam; onlarda bize saygı duysun.

Yazan: Ali Alagöz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder