Redki aşiretinin Kumki kolundan olan Memıta, Çelê, Qirka, Soğana, Yıxni, Melleosman (Anakaya) ve Fêra köylerindeki aileler, çok uzun süredir bu köylerde yaşıyorlar. Yukarıdaki köylerdeki Redkiler, Haydaroğlu, Dedemaksut, Akyumak, Toprakkale, Çatalipaşa, Kokulupınar, Hasanpınar ve diğer Redki köylerinden birkaç asır önce bu bölgeye yerleşmişler.
Çok eski tarihlerde buraya gelen Redkilere nereden geldikleri sorulduğunda, Avareş çevresinden, burada yaşayan akrabalarının yanına geldiklerini söylerler. Buda demek oluyor ki, Redkilerin buraya yerleşmesi, çok eski tarihlere dayanmaktadır. Avareş, Digor ile Iğdır arasında bir nehir ismidir. Iğdır ve Kars köylerinde yaşayan Redki aşiretinin Kumki kabilesinden Mala Zêdka ailesi, çok eski tarihlerde Eleşkirt çevresinden Erivan ve Iğdır çevresine göç ettiğinden, aile Mala Zêdka (Zêdka, Eleşkirt'in gerçek ismidir) ismi ile tanınmıştır. Ayrıca Ağrı merkez Kazlı ve Keşiş köylerine dağılmış olan Redki aşiretinin Kumki kolundan ailelerin sekizinci kuşak dedelerinin ismi Abuzeyt'tir (Abzet). Eleşkirt Ebuzeyt köyünün bu ailelerinin dedeleri ile ilişkili olabileceği tahmin edilmektedir.
Bu çevredeki bazı Redkiler, bir dönem Malazgirt'e kadar gitmişlerdir. Memıta köyündeki Redki beyleri olan ailelerin dedeleri olan Emer (Ömer) Beg (Mîrê Milazgirê, Emer Begê Çevbıkıl), kendi döneminde Malazgirt'i yönetmiş ve annesinin ya da eşinin adına Pıra Xatûnê (Hatun Köprüsü) yaptırmıştır. Ama, Türk tarihinde bu köprünün tarihi yanlış bir şekilde anlatılmaktadır. Bazıları da köprünün Emer Beg'in eşi Nene Xatun tarafından yapıldığını ve köprünün iki başına altın gömüldüğünü belirtirler. Buraya altın konulmasının sebebi; birgün köprü yıkılırsa o altınlar ile tekrar yapılsın diye.
Emer Beg, Memıta, Melleosman, Fêra, Boşik ve farklı köylere dağılan bazı ailelerin dedesidir. Emer Beg'in torunu Mehmet Beg ise, Ağrı'da yüzbaşı rütbesi ile görev yapıp, Eleşkirti kurtaranlardan biridir.
Mehmet Beg döneminde yaşayan Sipki aşireti lideri Aptulmecit Beg, Redki aşiretine çok derin bir sevgi duyup, onları hep kendisine yakın tutmuştur. Aptulmecit Beg'in torunu olup, aynı zamanda Redkilerin yeğeni olan Haydar Öztürk, dedesinin Redkilere çok derin sevgi duyduğunu, kendi aşiretinden çok onlara güvendiğini çünkü Redkilerin çok dürüst olduğunu belirtmişti. Haydar Öztürk ayrıca dedesinin alayında Sipkilerden çok, Redkilerin olduğunu dile getiriyordu. Aptulmecit Beg'in bu olumlu yaklaşımları, Redki aşireti tarafından da karşılık bulmuştu. Redkilerde aynı şekilde kendisine yoğun sevgi beslediğinden, yabancılara karşı Aptulmecit Beg'in yanında olduklarını belli etmek anlamında, zaman zaman Sipki olduklarını dile getirmişlerdir. Sipki ve Redki aşiretleri arasındaki bu birliktelik, evlilikleri de beraberinde getirmiştir; Emer Beg'in torunu Mehmet Beg'in oğlu Mahmut Beg, Altulmecit Beg'in kızı Nene Binnaz ile evlenip, aileden bir kız da Aptulmecit Beg'in oğluna verilmiştir (Haydar Öztürk'ün annesi).
Bu birlik, Mahmut Beg ve Aptulmecit Beg'in oğlu Halis Öztürk zamanında da sürmüştür. Ağrı Direnişine katılan Halis Öztürk, Mahmut Beg'den her türlü maddi desteği görmüştür. Mahmud Beg bu sebepten dolayı köyünden alındıktan sonra köye uzak bir yerde öldürülür.
Bu tarihi bağlar ve evlilik yolu ile kurulan akrabalıklar sayesinde, Redki ve Sipki aşiretleri arasında çok sağlam bağlar oluşmuştur. Özellikle Eleşkirt köylerindeki Redkiler de. Bu sebepten dolayı Eleşkirt köylerindeki bütün Sipki köylerinde Redkiler, Redki köylerinde ise Sipkiler yaşamaktadır. Ama, Redki aşiretinin büyük çoğunluğu 1918 yılına kadar Erivan'da yaşadığından ve o dönem Eleşkirt çevresinde Sipkiler daha çok olduğundan, Redkilerin bir kısmı da Sipkiler içerisinde Sipkileşmiştir. Qirka köyündeki bir akrabamız, şu ifadeleri kullanmıştı "Eleşkirt köylerinde kendilerini Sipki olarak tanıtanların çoğu, aslında Redkidir".
Mehmet Beg döneminde yaşayan Sipki aşireti lideri Aptulmecit Beg, Redki aşiretine çok derin bir sevgi duyup, onları hep kendisine yakın tutmuştur. Aptulmecit Beg'in torunu olup, aynı zamanda Redkilerin yeğeni olan Haydar Öztürk, dedesinin Redkilere çok derin sevgi duyduğunu, kendi aşiretinden çok onlara güvendiğini çünkü Redkilerin çok dürüst olduğunu belirtmişti. Haydar Öztürk ayrıca dedesinin alayında Sipkilerden çok, Redkilerin olduğunu dile getiriyordu. Aptulmecit Beg'in bu olumlu yaklaşımları, Redki aşireti tarafından da karşılık bulmuştu. Redkilerde aynı şekilde kendisine yoğun sevgi beslediğinden, yabancılara karşı Aptulmecit Beg'in yanında olduklarını belli etmek anlamında, zaman zaman Sipki olduklarını dile getirmişlerdir. Sipki ve Redki aşiretleri arasındaki bu birliktelik, evlilikleri de beraberinde getirmiştir; Emer Beg'in torunu Mehmet Beg'in oğlu Mahmut Beg, Altulmecit Beg'in kızı Nene Binnaz ile evlenip, aileden bir kız da Aptulmecit Beg'in oğluna verilmiştir (Haydar Öztürk'ün annesi).
Bu birlik, Mahmut Beg ve Aptulmecit Beg'in oğlu Halis Öztürk zamanında da sürmüştür. Ağrı Direnişine katılan Halis Öztürk, Mahmut Beg'den her türlü maddi desteği görmüştür. Mahmud Beg bu sebepten dolayı köyünden alındıktan sonra köye uzak bir yerde öldürülür.
Bu tarihi bağlar ve evlilik yolu ile kurulan akrabalıklar sayesinde, Redki ve Sipki aşiretleri arasında çok sağlam bağlar oluşmuştur. Özellikle Eleşkirt köylerindeki Redkiler de. Bu sebepten dolayı Eleşkirt köylerindeki bütün Sipki köylerinde Redkiler, Redki köylerinde ise Sipkiler yaşamaktadır. Ama, Redki aşiretinin büyük çoğunluğu 1918 yılına kadar Erivan'da yaşadığından ve o dönem Eleşkirt çevresinde Sipkiler daha çok olduğundan, Redkilerin bir kısmı da Sipkiler içerisinde Sipkileşmiştir. Qirka köyündeki bir akrabamız, şu ifadeleri kullanmıştı "Eleşkirt köylerinde kendilerini Sipki olarak tanıtanların çoğu, aslında Redkidir".
Melleozman köyünden yaklaşık yüz yıl önce Van'a giden Özçoban ailesinin büyük dedesi Melle Mıhemed, yazdığı bir defterde kendisini şöyle tanıtmış:
"Mamed oğlu Molla Muhammed, anne adı Hazal. Melleosman, Memıta köylerinden, Redki aşireti Kumki kolu, Kara Bışar'ın neslinden."
Son olarak şunu belirtmek isterim; Mahmut Beg zamanında aile bir dönem Sivas'a göç etmek zorunda kalır. Orada bir kadın Mahmut Beg'e aşık olur ve onun için "Ağılın ardı kenger" isimli şarkıyı yapar. Daha sonra İbrahim Tatlıses söz konusu şarkıyı biraz değiştirerek "Ayağında Kundura" ismini vererek seslendirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder