1897 yılında Paris'te basılan "Sociêtê D'anthropologie" (Antropoloji topluluğu) isimli kitapta, öncelikle bazı bölgelerdeki Kürt nüfusu hakkında ilgi verilmektedir. Kitaba göre Ermenistan'daki Nor Bayazid ilçesin de 250, Nahçıvan'da ise 650 Kürt ailesinin olduğu belirtiliyor.
Redkilerin genelde Sormalu (Iğdır) ve Erivan çevresinde yaşadığı belirtilen kitapta, Erivan'da Kürtlerin 20 bin, Iğdır'da ise 11 bin olduğunu belirtir.
Kürtlerin toplum liderlerine ruspi dediğini belirten kitap, Redkilerin Ağrı Dağındaki Küpgöl, Axuri ve Qorxan (Korhan) bölgelerin de yaşadığını yazar.
Redki aşireti lideri Cafer Ağa'nın Êlbeg unvanını aldığını belirtilen kitapta, Cafer Ağa'nın Kürtler arasında çok büyük bir lider olduğu yazılır.
Kürtlerin Rusyada yarı özerk yaşadığı ve büyük suçlarda êlbeg veya ruspi'nin suçluyu cezalandırdığı, öldürme olayların da ise suçlunun tüm malına el konulup sürgün edildiği yazılır. Kürtlerin bu ceza yönteminin, eski Rusların ceza yöntemine benzediği belirtilir.
Kürtlerin hırsızlığa karşı dağlarda koyunlarına çok iyi baktığı, herkesin bir köşede uyanık bir şekilde beklediği belirtilir. Ayrıca Kürtlerin günde üç defa yemek yediğini, süt ürünlerinden çok kaliteli ürünler çıkartıklarını ve ete çok önem verdikleri dile getirilir. Kitapta Kürtlerin elbiselerinin çok orjinal ve çok kaliteli oldukları yazılır.
Redki aşiretinin Osmanlı, İran ve Rus sınırında, Ağrı Dağının batısında yaşadığını, yerleşkelerinin yüksek bir yerde olduğunu, taştan çok sağlam evler yaptıklarını belirtir. Redkiler bu yüksek yerlerdeki taş evlerin de, üç ülkenin ortasında çok güvenli bir bölgede yaşarlar deniliyor. Evlerinde görkemli halılar ve pahalı takılar kullanıyorlar. Yazın denizden 2000 metre yükseklikteki bu yaylalarda yaşayan Redkiler, kışın ise ovaya Sormalu (Iğdır)'ya inerler deniliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder